Bu hayatta başımıza gelen her şeyin bir işaret olduğuna inanıyorum. Eğer öyle olmasaydı çok anlamsız ve boşlukta yaşamaz mıydık? Bir otobüs seferini kaçırdığımda ona binmemem gerektiğini otobüsü kaçırmaktan daha fena bir olayın başıma geleceğini düşünürüm. Bu bir teslim olma meselesi. İnandığın her neyse ona ait hissettikçe gelen şeyin de onun tarafından gönderildiğine inanıyorsun ve bence hayat böyle çok daha çekilir oluyor.
Sürekli birilerini suçlayarak bu hayatı yaşayamayacağımızı fark edecek kadar büyüdüm sanırım. Hayatı daha çekilir kılacak yolları aramaya başladık hepimiz. Kimimiz buldu kimimiz yarı yolda pes edip kendini mutsuzluğa mahkum etti. Ben hapsedilmekten hoşlanmam. Hiçbir duygunun kölesi olmadım. En doruklarda yaşadım ama ondan uzaklaşmayı bilecek kadar durumun farkındaydım. Aslında her şeyi oluruna bırakıp bir kez dahi olsun o mutsuzluğun nasıl hissettirdiğini deneyimlemek isterdim. Her zaman mutlu olmak için çabaladım. Gülecek şeyler bulup kendi kendimin maskotu oldum. İşe yaradı da ama ne kadar yara aldığımı farkında mıydım?
En mükemmeli olmak için elimden ne gelirse yaptım. Sonuç mükemmelliğin sokağından bile geçmiyordu. Sanki sadece benim fikirlerim doğru gibi yaşadım. Değiştirmeye çalıştım elbette kendimi. Değiştim. Daha farklı biriyim artık. Niye yıprattım o zaman kendimi, her şeyin ipini biraz daha gevşetsem başıma en fazla ne gelebilirdi ki?
Yine konudan saptım. Kendimi de böyle kandırıyorum bazen. Kafamın içindeki farklı bir konuyla yer değiştiriyorum meşgul eden düşünceyi. Ama madem girdik sevdim bu meseleyi çıkmayalım. Kendimi eleştirmek her zaman iyi hissettirdi. Bugün bir arkadaşıma evet sen haklısın dediğim için şaşırdı mesela. Benden bunu duymayı beklemiyormuş daha ziyade onu ikna edeceğimi düşünmüş. Sarsıldım. Böyle mi gözüküyordum yani dışarıdan. Huysuz ve inatçı. Benim karakterimden çok uzak iki özellikti. Büyümekten ve daha özgür düşünebilmeye başlamaktan ilk defa bu kadar mutluluk duymuştum.
Geriye dönüp baktığımda yine kendime toz konduramıyorum tabi. Küçüktüm diyorum, olur öyle şeyler. Artık daha kontrol edilebilir düşüncelerim ve tavırlarım var. Bunun sebebi yaşımın sayılarla artması değil elbette. Ne olursa olsun eline geçen şeyi okumak, sosyal medyada zaman geçirip diğer insanların neler düşündüğünü gözlemlemek ve bu öğrendiklerini kendi akıl süzgecinden geçirip hayatına yedirmek. Benim formülüm artık bu. Nasıl bir anda kendimden bahsetmeye başladım değil mi? Aslında bu satırlara farklı şeyler dökecektim. Bu hisleri birileriyle paylaşmak istedim birden. Kendimi zorlamayıp akışına uydum. İşte hayatta yapmamız gereken de tam olarak bu. Bazen istediğimiz gibi gitmeyebilir, planlar bozulup tekrardan yapılabilir. Yapılan yeni plana adapte olup eskisi için üzülmeyi bırakmalıyız artık.
