You are currently viewing Aklımdaki Düşünceler

Aklımdaki Düşünceler

Bir insan neden üzgün olur ?

Şu an bence içten içe sorulan sorular içerisinde yer alıyor. Mesela bir tanesi, ortada hiçbir şey yokken arabesk şarkılar açarak ağlarız peki bunu neden yaparız bunu ben de bilemiyorum. Sanırım ya dışlandığınızdan, anlık düşünce yüzünden veya aldatılma olayı gibi konular beyninizin içerisinde dolaşan bir kaç konu. Örnek olarak ben bunlardan dışlanan olabilirim. Bilemiyorum bana öyle geliyor ki iki tane kız arkadaşım var onlarla buluştuğumuzda ben konuşmak istemiyorum. Bunun sebebini biliyorum, beni öyle tanıdılar. Ben eğer mutlu olursam hemen sebep arayacaklar veya konuya dahil olursam kötüyüm dersem hemen sormaya başlayacaklar ben de o yüzden; “Aklıma konu gelmiyor o yüzden konuşmuyorum.” diyorum. Sanırım ağır konuşabilme kapasitem önden bakılarak fazla gelebilir ama öyle değil, ya onlar önden giderler kulaktan kulağa konuşurlar veya arkadan gelirler…

Belki de bu görseldeki gibi kendi kendime takılmak istediğim için olabilir, bazen arkadaşlık zor geliyor. Senin bir işin oluyor ama bir şey diyemiyorsun. Buluşacağın kişi hemen bir dahaki buluşmanızda yüzünüze vuruyor bu gerçekten bazen çekilmiyor. Bence siz de yaşıyorsunuz bunu, tek ben değilimdir. Anlık düşünce derken demek istediğim; arkadaşlarınla oturuyorsundur aklına yaşadığın çok kötü bir olay gelmiştir. Hemen yüzün asılır, o iki saniyelik gelen anlık hatırlama anı seni derinden etkiler. Anlık düşünce veya hatırlama anları seni üzer. Bunu söylemek istemiştim. Aldatılma olayına gelirsek bu konu biraz da olsa ağır gibi bazı insanlar için. Bence şu anki insanlar bu konuyu çok fazla takmıyor. Bence de öyle ama kim aldatıyorsa o çok suçludur, o her ne kadar suçlu olursa bence sizin de o kadar suçunuz olabilir. Demek ki onu tatmin edememişsin veya o sadece senle yetinmek istemiyordur. Her şey harika gider farz edersin ama onları yan yana görünce hemen bir parlama yaşarsın bence en iyisi o ilişkiyi bitirmek. O ilişki artık bitmiştir. Bu olaydan sonra üzülmeye gerek yok diye düşünüyorum. Aklımdaki bu karmaşık düşünceler konudan konuya atlasa da beni anlamak isteyen anladı sanırım. Umarım beğenmişsinizdir. Ben burada yeniyim ve ilk bloğum sonraki bloglarımda hikayeler olacak umarım beğenirsiniz bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

This Post Has 5 Comments

  1. Melike

    Yorumlarınızı bekliyorum…

  2. Alihan

    Öncelikle aramıza hoş geldin. Bana göre düşüncelerin karışık gibi, zor bir süreçte gibisin. Bilmiyorum belki konuyla o kadarda çok bağlantısı yok ama, yakın zamanda Ölü Ozanlar Derneği diye bir kitap okudum, hemen sonrasında da filmini izledim(Filmi kitaptan daha iyiydi bu arada). Bu kitapta önceden çok duyduğum ama derinlemesine anlamını hissedemediğim bir söz beni çok etkiledi. Belki de bunu çok iyi anlatmasındandır. “Carpe Diem” yani Anı Yaşa. Bence sende öyle yapmalısın Anı yaşa. Bence filmi izlemediysen izlemeni öneririm. Yani şuan neden bu kadar uzun yazdım bilmiyorum ama film beni biraz fazla etkilemişti. Belki size de yardımı dokunur.

    1. Melike

      Teşekkür ederim

  3. Burda.Misafiriz

    Öncelikle duygularını paylaşman konusunda seni takdir ediyorum. Belki konuşmuyorsun ama çağlayan etkisi yapacak nitelikte yazabiliyorsun. Diğer yandan yazdıklarından hareketle arafta bir yaşamı tecrübe ediyor olduğunu hissettim. Berbat bir çıkmaz. O çıkmazda da yüksek bir tepeden arafın mahur havasını soluyorum. Bu yüzden yazdıkların tanıdık geldi sadece.

    Merak ediyorum

    Arkadaşların dediklerin gerçekten arkadaşın mı… ? Ya da kendine sorman gereken sorular gerçekten bunlar mı…? Her hangi bir şeyin mutluluğun, acının , hevesin, yaşayıp tecrübe ettiğin yada edeceğin tüm duyguların “Sebebi” olmak zorunda mı gerçekten ? İnsanlara çevrene herşeye yadırganacağım gözüyle bakıp ona göremi adım atacaksın her seferinde. Ağır konuşup konuşmaman mı sorun yoksa mutlu olabileceğin yerde mi değilsin. Sana, senin ruh halini okuyabildiğim kadarıyla anlatayım bir kaç cümleyle.

    Belli başlı soru işaretleri haricinde uzaktan “İzliyor” ve “Dinliyorsun” ardından ya yorumluyorsun yada umursamıyorsun. Arafta yaşamanın bıraktığı alışkanlıklardan bir tanesi. Sana en kötü senaryoyu söyleyeyim. “”Duygularını kontrol edebildiğin gün…”” Kimine göre nimet, kimine göre lanet. Bana kazandırdığı şey lanetten başka bir şey değildi.

    Berbat bir çıkmaz demiştim evet. Ama o yolu kırıp geçemeyeceğini söylemedim.

    Vel hasıl kelam, insanları (her konuda) takıp mutsuz olmakta senin elinde “Ben Buyum” diyip onlara sadece gülümsemekte.
    Sadece istenileni yazan bir kalemde olmak senin elinde, o kalemi tutup istediği yönü verende.
    Oyuncu olmakta senin elinde oyun kurucu olmakta.

    Nerde olmak istersen ordasın. suskunluklarda da, özgürlüklerde de..

    Neyin doğru yada neyin yanlış karar olduğunu söyleyecek kişi değilim. Bunu bende bilmiyorum. Sadece pişman olmayacağın kararı ver. Mutlu olacağın kararı ver.

    Hayatın naçizane ve her seferinde tekerrür eden kuralıdır. Bu da hayatın tek kuralıdır.

    “Arka plan oyuncusuysan daha da arkalara düşmeye mahkumsun, Planın kendisiysen, bu gün işe yarayacaksın ama eninde sonunda düşeceksin, Ama Planı Yapan Sensen. . . . . ”

    Yazdıklarım biraz uzun ve biraz da akıl verir gibi oldu kusura bakmayın. Sadece düşüncelerimi paylaştım 🙂

    Tekrardan Hoşgeldiniz

    1. Melike

      ıı şey nasıl başlayacağımı bilemedim daha 15 yaşındayım gerçekten yazınla beni çok etkiledin çok teşekkür ederim düşüncelerini paylaştığın için ilk defa bir yazı yazdım acemi olabilirim bunda hem fikirim sizin fikirleriniz bana ayrı bir has fikirler verdi açıkçası… yeniden çok teşekkür ederim😊😊

Bir yanıt yazın