Zihin bastırılmış duyguları yönetemez.
Çünkü duygular bastırıldıkça güçlenir.
Alınıtı
Yaşadığımız her şey bizde bir tecrübe oluşturur, aslında deneyim ettiğimiz şeyler hislerimizdir ve o an ne hissediyorsak bilinçaltımız onu kalan hayatımız için bizi yönlendirsin diye kaydeder ki geri başa sarmayalım.
Sıkıntı yaşadığımızda, o an yüzleşmemek için kaçtığımız hislerimiz aslında biz oturup kendimizle konuşmadıkça, kendimizi anlamadıkça güçlenerek bizimle kalmaya devam edecek.
Duygusal problemleri olan yetişkinler acılarını sürekli bastırmak için oyalanma araçlarına tutunurlar bu bazen telefon, bazen televizyon, bazen alışveriş yapmak, bazen gezmek ve bazen de sürekli konuşmak olabilir hepimizin kendimizi oyalamak için çeşitli kaçış yolları vardır.
Hatta kurulan yanlış arkadaşlıklar da bu oyalanmanın içine dahil olabiliyor. Aileyle olan duygusal problemler, değersizlik hissi bütün bunlar bu oyalanma ihtiyacının sebepleri arasında.
Günümüzde psikolog ile konuşmayı yanlış görenler var. Nasıl fiziksel bir tedavi için doktora gidiyorsak ruhsal sıkıntılarımız olduğunda da herhangi biriyle de olsa bunları bastırmak yerine konuşmak, davranışlarımızdaki bozukluklarımızı ortadan kaldırabilir .Örneğin fazla alınganlık bir karakter değil geçmişten gelen değersizlik hissinden kaynaklanan bir hassasiyettir.
Birçok kişi, kişiliğin sabit ve değiştirilemez olduğunu kabul eder, oysa kişilik yaşanmışlıklarla biriken hislerin bütünüdür. Bastırdığımız hislerimiz genelde çeşitli komplekslere dönüşür biz de altında yatanı bilmeden bu insanın karakteri böyle deriz. Oysa bazıları yaptıklarının altında yatanı kendisine bile açıklayamaz…
Çok başarılı , okurken içinde buluyor insan kendisini
Başarıların devamını diliyorum
Teşekkürlerr